Sahte Kendilik – Dinamik Ekolde Anlamı
Dinamik (psikanalitik) ekolde sahte kendilik, bireyin gerçek benliğini gizleyerek
dış dünyaya uyum sağlamak için geliştirdiği bir maskeyi ifade eder. Bu kavram, özellikle
Donald Winnicott tarafından geliştirilmiştir.
Sahte Kendilik Nasıl Oluşur?
Bebeklik ve çocukluk döneminde, birey otantik (gerçek) kendiliğini sergilediğinde
ebeveynlerinden yeterli destek ve kabul görmezse, onların beklentilerine uygun bir benlik
geliştirmek zorunda kalır. Böylece:
-- Kendi doğal arzularını, duygularını ve özgünlüğünü bastırır.
-- Çevresinin isteklerine ve beklentilerine göre şekillenen, uyumlu bir "benlik" oluşturur.
-- Gerçek kendiliğini koruyamaz ve zamanla onunla bağlantısını kaybedebilir.
Sahte Kendilik Belirtileri ve Sonuçları
Sahte kendiliğe sahip bireyler genellikle:
-- Başkalarının beklentilerine göre hareket ederler.
-- Kendi istek ve duygularını fark etmekte zorlanırlar.
-- Sürekli onay arayışı içinde olabilirler.
-- İçsel bir boşluk, tatminsizlik ve depresyon hissedebilirler.
Eğer sahte kendilik çok baskın hale gelirse, birey kendi gerçek benliğine yabancılaşır ve
psikolojik rahatsızlıklar (örneğin depresyon, kimlik karmaşası) yaşayabilir.
Gerçek Kendiliğe Dönüş Mümkün mü?
Psikoterapi, bireyin sahte kendiliğini fark etmesine ve otantik benliğiyle yeniden bağlantı
kurmasına yardımcı olabilir. Winnicott’a göre, sağlıklı gelişim için bireyin kendisini özgürce
ifade edebileceği, kabul gördüğü bir ortamda büyümesi gereklidir.
Winnicott’un Gerçek ve Sahte Kendilik Kuramı
Donald Winnicott, nesne ilişkileri kuramı içinde önemli bir yere sahip olan bir psikanalisttir.
Onun Gerçek ve Sahte Kendilik kuramı, bireyin psikolojik gelişiminde çevrenin rolünü
vurgular.
1. Gerçek Kendilik Nedir?
Gerçek Kendilik, bireyin doğal, özgün ve içsel benliğidir.
-- Kendi içsel dürtülerine, duygularına ve yaratıcılığına dayanır.
-- Özgünlüğünü koruyarak spontan (kendiliğinden) hareket edebilir.
-- Duygularını baskılamadan deneyimler ve ifade eder.
Gerçek Kendilik, ancak bebeklikten itibaren yeterince iyi bir bakım veren sayesinde
gelişebilir. Winnicott, bir ebeveynin (özellikle annenin) çocuğuna uygun bir şekilde yanıt
vererek onun gerçek kendiliğini keşfetmesine alan açması gerektiğini savunur.
2. Sahte Kendilik Nasıl Gelişir?
Sahte Kendilik, bireyin çevresinin beklentilerine uyum sağlamak için geliştirdiği
bir maskedir.
-- Birey kendi gerçek ihtiyaçlarını bastırarak dış dünyaya uyum sağlamaya çalışır.
-- Otantik duygularını saklayarak çevresinin isteklerine göre hareket eder.
-- Başkalarının beklentilerine göre şekillenir ve zamanla gerçek kendiliğinden
uzaklaşır.
3. Sahte Kendilik Neden Ortaya Çıkar?
Winnicott’a göre, sahte kendiliğin gelişiminde çocukluk deneyimleri çok önemlidir:
-- Çocuk, ebeveyni tarafından koşulsuz kabul görmezse ve sadece belli şekillerde
davrandığında sevildiğini hissederse, gerçek benliğini gizlemeye başlar.
-- Eğer ebeveyn çocuğun duygusal ihtiyaçlarına duyarsızsa ve çocuğun isteklerini
değil, kendi beklentilerini dayatıyorsa, çocuk uyum sağlamak için sahte bir kimlik
geliştirir.
-- Örneğin, ağladığında susturulan, öfkelendiğinde cezalandırılan bir çocuk, duygularını
göstermemesi gerektiğini öğrenir ve sahte bir kendilik oluşturur.
4. Sahte Kendiliğin Türleri
Winnicott, sahte kendiliğin farklı derecelerde ortaya çıkabileceğini belirtir:
-- İşlevsel Sahte Kendilik: Birey, toplum içinde belli roller üstlenirken sahte bir
kendilik kullanabilir. Ancak bu, tamamen gerçek kendiliği bastırmaz.
-- Patolojik Sahte Kendilik: Eğer birey tamamen sahte kendiliğiyle özdeşleşirse, gerçek
benliğini neredeyse kaybeder. Bu, depresyon, kimlik karmaşası ve içsel boşluk hissine
yol açabilir.
5. Gerçek Kendiliğe Dönüş Mümkün mü?
Evet, sahte kendiliği fark etmek ve gerçek benlikle bağlantıyı yeniden kurmak
mümkündür. Psikoterapi, bireyin:
-- Gerçek duygularını tanımasına ve kabul etmesine,
-- Başkalarının beklentilerine değil, kendi isteklerine odaklanmasına,
-- İçsel dürtülerini ve yaratıcılığını özgürce ifade etmesine yardımcı olabilir.
Winnicott’a göre, güvenli bir terapötik ortam sağlandığında birey sahte kendiliğini bırakıp
özgün benliğiyle daha sağlıklı bir şekilde bağ kurabilir.
Winnicott’un Nesne İlişkileri Kuramı ve Gerçek-Sahte Kendilik
Winnicott, nesne ilişkileri kuramı içinde önemli bir yere sahiptir. Nesne ilişkileri teorisi,
bireyin psikolojik gelişimini, özellikle erken çocukluk döneminde anne-çocuk ilişkisi
üzerinden ele alır. Gerçek ve sahte kendilik kavramlarını anlamak için Winnicott’un temel
teorik kavramlarına bakmamız gerekir.
1. Nesne İlişkileri Kuramı ve Winnicott’un Katkıları
Nesne ilişkileri kuramı, bireyin benlik gelişiminin ilk bakım veren (genellikle anne) ile
ilişkisine dayandığını öne sürer. Winnicott’a göre, sağlıklı bir benlik gelişimi için çocuğun
annesiyle yeterince güvenli bir ilişki kurması gerekir.
-- Yeterince İyi Anne:
Winnicott, mükemmel bir annenin değil, “yeterince iyi” bir annenin çocuğun sağlıklı
gelişimi için yeterli olduğunu söyler.
- Yeterince iyi anne, çocuğun ihtiyaçlarını duyarlı bir şekilde karşılar ama
aynı zamanda onun bağımsızlaşmasına da izin verir.
- Eğer anne çok kontrolcü, ihmal edici ya da fazla müdahaleci olursa, çocuk
kendi gerçek benliğini ifade etmekte zorlanır.
-- Tutup Tutmama Kavramı:
- Bebek, anne tarafından fiziksel ve duygusal olarak “tutulmalıdır”
- Bu güvenli ortam içinde, bebek kendi içsel dünyasını keşfedebilir.
- Eğer bu güvenli ortam sağlanmazsa, çocuk hayatta kalabilmek için sahte bir
kendilik geliştirmek zorunda kalır.
2. Gerçek ve Sahte Kendilik – Nesne İlişkileri Bağlamında
-- Gerçek Kendilik, annenin bebeğin doğal dürtülerine ve duygularına hassas bir
şekilde yanıt vermesiyle gelişir.
-- Sahte Kendilik, annenin çocuğun özgünlüğünü ve bağımsızlığını bastırmasıyla
ortaya çıkar.
Eğer çocuk duygularını ve ihtiyaçlarını özgürce ifade edemiyorsa, hayatta kalabilmek için
çevrenin beklentilerine uygun bir kişilik geliştirir. Bu, sahte kendiliğin temelidir.
Örneğin:
-- Eğer bir çocuk ağladığında sürekli susturulursa, üzüntüsünü göstermemesi gerektiğini
öğrenir.
-- Eğer öfkesi cezalandırılırsa, öfkesini bastırmayı öğrenir ve uyumlu bir rol oynar.
-- Eğer ebeveyni tarafından koşullu sevgi görüyorsa (örneğin, sadece başarılı olduğunda
sevildiğini hissediyorsa), kendisini “başarı odaklı” biri olarak inşa eder ve gerçek
duygularını bastırır.
Bu noktada sahte kendilik, çevrenin taleplerine uyum sağlamak için gelişen bir savunma
mekanizmasıdır.
3. Sahte Kendiliğin Uzun Vadeli Etkileri
Eğer birey tamamen sahte kendiliğiyle özdeşleşirse, şu sorunlar ortaya çıkabilir:
-- Kimlik karmaşası ve yabancılaşma
-- İçsel boşluk ve tatminsizlik hissi
-- Depresyon ve anksiyete
-- Gerçek duygularını tanımlamada zorluk çekme
-- Yakın ilişkilerde yüzeysel bağlar kurma
Örneğin, sahte kendiliğe sahip biri dışarıdan çok başarılı, uyumlu veya popüler görünebilir,
ancak içsel olarak derin bir boşluk ve tatminsizlik hisseder.
4. Gerçek Kendiliğe Geri Dönüş
Winnicott’a göre, psikoterapi süreci bireyin:
-- Sahte kendiliğini fark etmesine,
-- Gerçek duygularını keşfetmesine ve ifade etmesine,
-- Bağımsız bir benlik inşa etmesine yardımcı olabilir.
Terapötik ortam, Winnicott’un “holding environment” kavramına benzer şekilde, bireye
güvenli bir alan sağlar. Terapi sırasında birey, çocuklukta yaşadığı baskılanmış duyguları
fark eder ve onları deneyimlemeye başlar.
Örneğin:
-- Eğer biri öfkesini sürekli bastırmışsa, psikoterapide öfkesini kabul etmeyi öğrenebilir.
-- Eğer biri sürekli başkalarının beklentilerine göre yaşamışsa, “Ben ne istiyorum?”
sorusunu sormaya başlayabilir.
Bu süreçte, birey kendi gerçek benliğini yeniden inşa etmeye başlar.
Sonuç
Winnicott’un teorisine göre, sağlıklı bir psikolojik gelişim için bireyin gerçek kendiliğiyle
bağlantı kurması gerekir. Ancak çocuklukta güvenli bir ortam sağlanmadığında, birey sahte
bir kendilik geliştirerek toplum içinde var olmaya çalışır.
Psikoterapi, bireyin kendi gerçek benliğiyle yeniden bağlantı kurmasına ve sahte kendilikten
özgürleşmesine yardımcı olabilir.